TBB Başkanvekili Seçer, Avrupa Birliği Bölgeler Komitesinde konuştu

İlk Yayın: 16 Aralık 2025 – Güncelleme: 16 Aralık 2025 11:30

“Vatandaş kişilere değil, kurumlara güvenebilmeli””
Türkİye Belediyeler Birliği Başkanvekili Vahap Seçer, “Demokratik sistemin sürdürülebilirliği, vatandaşın kişilere değil, kurumlara güvendiği bir yapıdan geçiyor. Bu güvenin tesis edilmesi şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık gibi ilkelerin yönetim anlayışımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle mümkün olabilir. Vatandaş bütçeyi, harcamayı ve karar alma süreçlerini görebildiğinde, yerel yönetimlerin sözlerinin yanı sıra icraatlarını da takip edebildiğinde demokrasi yerelden güç kazanacaktır” dedi. Seçer, bu mekanizmaların etkin işlemesinin yolunun seçilmiş iradeye saygıdan geçtiğine de dikkat çekti.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi 33. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısına katıldı.
İstanbul Maltepe Belediyesinin ev sahipliğinde yapılan toplantı öncesinde Vahap Seçer ve ABBK Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Jelena Drenjanin arasında ikili görüşme gerçekleştirildi.
KONUŞMASINA İMAMOĞLU VE KARALAR’I ANARAK BAŞLADI
Toplantıdaki konuşmasına TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Başkanvekili Zeydan Karalar ve çok sayıda belediye başkanı ile siyasetçinin tutuklu olduğunu hatırlatarak başlayan Vahap Seçer, “Yargı üzerindeki iktidar vesayetinin kurbanı olan ve şu anda tutuklu olan tüm belediye başkanlarımıza selam göndermek istiyorum. Umut ediyorum, hep beraber, demokrasiyi içselleştirmiş, bu uğurda mücadele eden biz siyasiler Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti anlayışı kurum ve kurullarıyla yerleşene kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Bunda da hiç endişem yok, mutlaka başarılı olacağız” dedi.
Dünyada benzeri az görülen bir yapı olan Türkiye Belediyeler Birliğinin siyasi çeşitliliği, coğrafi kapsayıcılığı ve temsil gücü sayesinde Türkiye’de yerel yönetimlerin ortak sesi, koordinasyon ve öğrenme merkezi haline geldiğini vurgulayan Vahap Seçer, bu toplantıyı yerel yönetişim ve demokrasi alanındaki önemli bir deneyim paylaşımı olarak gördüklerini söyledi.


“SİYASET İLE VATANDAŞ ARASINDAKİ MESAFE ARTIYOR”
Vahap Seçer, “Dünyamız savaşlar, iklim krizi, demokratik gerilemeler ve toplumsal kutuplaşma gibi birçok zorlukla karşı karşıya. Tüm bunların çözümü ise kurumsallaşmış bir demokrasiden geçiyor. Demokrasi olmadan barış, adalet ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değildir. Ancak maalesef görüyoruz ki bugün dünya çapında demokrasiler bir meşruiyet krizi yaşıyor. Kurumlara olan güven zayıflıyor. Siyaset ile vatandaş arasındaki mesafe artıyor. Bu boşluğu doldurabilecek en güçlü aktörler ise yerel yönetimler ve yerel yöneticiler. Çünkü belediyeler sadece yöneten değil aynı zamanda dinleyen, danışan ve birlikte üreten kurumlardır. Vatandaşların doğrudan temas ettiği, sorunlarına en hızlı çözümü aradığı merciler yerel yönetimlerdir. Demokrasinin yeniden güçlenmesi, yukardan değil, tabandan tavana doğru olmalıdır. Bu da yerel düzeyde çok katmanlı bir yönetişim anlayışıyla mümkündür. Görüyoruz ki dünya genelinde eğilimler de benzer bir yönde ilerliyor. Küresel ölçekte demokrasi yeniden tanımlanıyor, demokrasilerde yerel yönetimlerin önemi her geçen gün daha fazla ön plana çıkıyor” dedi.
Demokratik yönetişimin, sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçası olduğuna işaret eden Vahap Seçer Avrupa Konseyinin 10 demokrasi ilkesiyle sadece Avrupa kıtasında değil, tüm dünyada demokrasinin geleceği açısından tarihi bir çağrıda bulunduğuna vurgu yaptı.
SEÇİLMİŞ İRADEYE SAYGI VURGUSU: VATANDAŞ KİŞİLERE DEĞİL, KURUMLARA GÜVENMELİ
TBB Başkanvekili Vahap Seçer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Demokrasinin yalnızca korunması değil öğrenilmesi, uygulanması ve genişlemesi gereği vurgulanan bu yaklaşım yerel yönetimlerin demokratik sistemdeki yerini bizlere yenide hatırlattı. Demokrasi en görünür haliyle belediyelerde, mahallelerde ve sokaklarda hayat buluyor. Vatandaşların yönetime dokunabildiği, karar süreçlerine katılabildiği her fırsat demokrasinin yeniden nefes aldığı bir alan haline geliyor. Demokratik sistemin sürdürülebilirliği, vatandaşın kişilere değil, kurumlara güvendiği bir yapıdan geçiyor. Bu güvenin tesis edilmesi için şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık gibi ilkelerin yönetim anlayışımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle mümkün olabilir. Vatandaş bütçeyi, harcamayı ve karar alma süreçlerini görebildiğinde, yerel yönetimlerin sözlerinin yanı sıra icraatlarını da takip edebildiğinde demokrasi yerelden güç kazanacaktır. Bu mekanizmaların etkin işlemesinin, seçilmiş iradeye saygıdan geçtiğini düşünüyoruz. Biliyoruz ki AB müktesabatının büyük kısmı yerel yönetimler tarafından uygulanmaktadır. AB ile ilişkilerimiz çok katmanlı bir ilişkidir. Bu nedenle demokratik yerel yönetişimi güçlendirmeye yönelik her adım Türkiye-AB ilişkilerinin derinliğini ve niteliğini doğrudan etkileyen stratejik bir yatırımdır. Bu toplantıyı Türkiye ve Avrupa Birliğinin yerel yönetimleri olarak ortak geleceğimizi inşa etmek ve demokratik yönetişimi güçlendirmek adına son derece önemli buluyoruz. Demokrasi bir miras değil emek verilmesi gereken bir canlı bir yapıdır. Yenilenmesi ve çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir. TBB olarak daha iyi bir gelecek yerelden gelecek anlayışıyla çalışmaya devam edeceğiz.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu